Parfümün Dansı Romanının incelemesi ve özeti ile karşınıza geldik. Parfümün Dansı ismi ilginç bir isim değil mi? Emin olun kitap da ismi kadar ilginç, bu kitabı yıllar önce okumuştum nedense tekrar okuyasım geldi. Başlarda çok da iyi bir fikir gibi değildi ama ortalara doğru neden bu dürtünün tekrar dürtüklediğini anlamış oldum.
Bunun nedeni pek tabii “uçarılığa” ve bilgeliğe olan ihtiyacımın artmasıydı. Öncelikle size biraz kitabın yazarını övmek istiyorum, demografik bilgilerden bahsetmiyorum tabi ki.
Romanın Yazarı
Tom Robbins tam 83 yaşında, benden genç gösteriyor, benden daha delikanlı, benden daha genç, benden daha uçarı ve eminim ki hepimizden daha bilge! Kendisine uzun ve ağır gelen tam adından, yani Thomas Eugene Robbins ismini bir kenara bırakan usta bir yazar. Kendisinin daha önce Ağaçkakan isimli başka bir romanını okumuştum, lisede bir öğretmenim vermişti kitabı. Hoşuma gitmişti, sanırım satın alıcam, kütüphaneye eklemelik bir kitap.
Parfümün Dansı Özeti
Parfümün Dansı takip etmesi zor bir şekilde ilerliyor. Çünkü zamanlar ve mekanlar oldukça farklı ilerliyor. Bir New Orleans, bir Seatle, birden Paris, hooop bir bakmışsın Hristiyanlığın yeni zamanlarında bir Batı Avrupa krallığı! Hikaye dört ayrı koldan ilerliyor; kitabın bir kısmına kadar Kral Alobar’ı bekliyorsunuz, ondan sonra “V’lu naptı lan?” oluyorsunuz, “Pris ve Ricki lezbo takıldılar mı” sorusundan sonra da, “bu Marcell falan ne iş?” diyorsunuz. Hikâye ilerledikçe de karakter sayısı artmaya başlıyor.
İlle de özet derseniz; Kitabımız ölümsüzlük peşinde koşan Kral Alobar, sevgilisi Kudra, antik tanrı Pan, 1+1 evinde parfüm yapmayı deneyen Priscilla, New Orleans’da küçük bir parfümeri işleten Madam ve parfüm devi olan Le’feverlar arasında geçiyor. Herkesin bir arayışı var, üç kişinin arayışı belli; Parfümün Dansı ama Alobar’ın arayışı önce ölümsüzlük ondan sonra Pan’ın özgürlüğü en son ise aşkı oluyor.
Parfümün Dansı’nda cinselliğin yeri de üst sıralarda, aynı hayatta olduğu gibi. Cinsellik üzerine kelime oyunları, cinsel maceralar gırla. Bunu zaman zaman sinsice, bazen açık açık, bazen kabaca, bazen de naifce yapıyor. Kaç yaşında adamsın dayı, hâlâ bu konular üzerine bu kadar aktif düşünebilmen şaşırtıcı cidden.
Sonuç olarak; soluklanarak okuyabileceğiniz, kimi zaman sıkılıp kimi zaman coşturarak okuyacağınız, karma karışık bir kitap. Ben bu kitabı tavsiye ediyorum, “bana bir şey kattı” diyebileceğiniz bir kitap değil. İllaki okuyucudan okuyucuya değişir bu, bana fazla uçarı geldi ya da satırlar arasında saklananları bulamadım ama size bir şeyler de katabilir.
Benim için gerçeklikten kopmama yarayan aletler kitaplardır, bu kitap da işini layıkıyla yaptı. Serüvenden serüvene koştum, herhalde içinde bu kadar az ölüm olup da, beni bu kadar içine çekebilen başka bir kitap yoktur. Ben de bu kitabı size bu yüzden öneriyorum. Kafanızı o kadar çok şeylerle bulandırıyor ki kopup uzaklaşıyorsunuz.
Bir Tavsiye
Prof. Dr. Nevzat Tarhan kaleminden çıkan Duyguların Psikolojisi isimli kitabında insanın olumlu ve olumsuz sahip olduğu tüm duyguları tek tek anlatmıştır. Kitap hakkında bilgiler almak için linke tıklayınız.