Yıllar akıp gidecek 10 yıl belki 20 yıl geçecek ve hala orada olacak mısınız? Uzun süre çalışan insanları gördüğünde belki kendinizi onların yerinde hayal edeceksiniz belki de zaman içerisinde yükseldiğinizi. Çünkü her insan ister çalıştığı yerin son işi olmasını, yükselmeyi en tepelere çıkmayı. Peki siz doğru işte mi çalışıyorsunuz?
Yeni bir işe başladığımız zaman hayatımızın fırsatını yakalamış gibi bir ömür boyu orada çalışacakmış gibi hissedebiliriz. Peki acaba bizim için doğru yerde miyiz?
Yıllar yılı hep doldurulduk büyüklerimiz tarafından. Kolunda bir altın bileziğin olsun, iş yerinde çok sivrilme, bir işin olsun, çok çalış, biri bir şey derse cevap verme gibi sözlerle bilinç altımızı tek tek, ilmek ilmek işlediler. Beklide hepimizin içinde bir korku oluştu ya kaybedersek, ya işsiz kalırsak ne deriz. ne yaparız diye.
Biz bu korku ile yaşarken günler bir birini kovaladı. Çevre edindik sektörel arkadaşlarımız oldu sorgular gelmeye başladı. Sen ne alıyorsun, siz kaç saat çıkıyorsunuz, hafta sonu kaç gün izinlisiniz, yemek fişiniz ne kadar ve peş peşe gelen bir çok soru. Sonrası ise kendiniz ile ilgili yüzleşme. Ben olmam gereken yerde miyim? Burada mutlu muyum? Benim için doğru olan işimi yapıyorum? Emeğimin karşılığını alıyor muyum?
İş yaşamı ile ilgili sorgulamalar başladığında sıkıntılar da ve huzursuzluklarda arkasından gelir. Olmak istediğin yer, olmak istediğin sektör, aslen yapmak istediğin iş. Bu düşünceler sıkar çoğu zaman çünkü bir çok kişi de sizinle aynı kaderi paylaşmaktadır. Bu kadersizlik daha okul döneminde başlar Yapmak istediğin mesleğe göre eğitim alamazsın. Puanın neye yetiyorsa o mesleğe yönelirsin. Peki bu durumda ne kadar verimli çalışabilirsin? Kendine, ailene, iş verene veya memleketine ne kadar faydalı olabilirsin. Bir nevi istediğin hayatı değil de senin için diretilen hayatı yaşarsın.
Sadece para kazanmak için mi çalışıyorsunuz? Doğru ve kendinize uygun işi mi yapıyorsunuz?
İşin ile kişisel değerlerin birbiri ile aynı mı?
İşinizi sadece işiniz olsun kazancınız olsun diye mi yapıyorsunuz? Yoksa gerçekten sizi, ilgi ve alakanızı, becerilerinizi yansıttığı için mi yapıyorsunuz? Büyük çoğunluk sanırım sadece maddi kaygıdan dolayı çalıştığı veya yaptığı işin kurbanı. Eğer ki bir şeylere faydanız olsun istiyorsanız hayallerinizin peşinden gidin. Kendinize hedefler verin. Olduğunuz yerde olmuş olmak için değil, olmak istediğiniz yerde mutlu olmak için çalışın.
Ne kadar önemseniyorsunuz?
Çalıştığınız yerde mutlu olabilmeniz için düşünce ve fikirlerinizin önemsenmesi gerekir. Yorumlarınız, düşünceleriniz ve fikirleriniz bulunduğunuz yerde ne kadar etkili olduğunuzun göstergesidir. Çalışırken bir şeyleri değiştirebildiğinize, çalıştığınız yere değer kattığınıza inanıyor musunuz? Yoksa mesai bitse de eve gitsem diyenlerden misiniz? Eğer mesai kavramı sizin için bu kadar önemli ise çalıştığınız yerde çok ta mutlu değil işinizi zevkle yapmıyorsunuz demektir.
İş yerindeki performansınız nedir?
Çalışırken bir şeyleri doğru, dürüst ve hızlıca bitirip yeni bir işe başlıyor musunuz? Yoksa aheste aheste yavaş yavaş ben bunu öğlen tatiline kadar bitiririm mi diyorsunuz? Eğer öğlen tatili varsa kafanızda gerçek performansınızı kullanmıyorsunuz. Hatta işinizle çok fazla alakada bile değilsiniz. İş size ağır geliyor ve çalıştığınız yerde sadece kazanç için çalışıyorsunuz demektir. Bulunduğunuz yeri bir daha değerlendirmenizde fayda var.
Sabah uyandınız işe gideceksiniz ne hissediyorsunuz?
Yüzünüzde gülümseme ve keyifle mi kalktınız yataktan? Of yine iş saati geldi şimdi işe kim gidecek mi diyorsunuz? İşinizi gerçekten çok sevseniz bile zaman zaman of yine mi işe gideceğim dediğiniz anlar olabilir. Fakat bir günü değil bir ayı baz alın çoğunlukla yine mi işe gideceğim diyenlerdenseniz. Demek ki gideceğiniz yerde çok ta mutlu değilsiniz yoksa hevesle giderdiniz.
Zaman hızlı mı akıyor?
Ne sorduğumuz aslında çok net ortada çalışırken gün yetmiyor zaman ne çabuk geçti diyenlerden misiniz? Yoksa gözü sürekli saatte olanlardan mı? Peki neden gözünüz sürekli saatte yoksa olmak istediğiniz yer orası değil mi?
Emeğinizin karşılığı sizi tatmin ediyor mu?
Her zaman iş verenlere söylediğimiz bir söz vardır. Zamanında verilmeyenler çalışanların motivasyon ve performansını olumsuz etkilerken sonrada verilenler kaybolan performans ve motivasyonu geri getirmez. Verdiğiniz emekte aynı şekildedir. Elbette kimse emeğinin tam karşılığını alamaz. Alt kadro çalışır üst yönetim oturur ve çalışan oturandan az kazanır. Peki aldığınız bedel sizi tatmin ediyor mu? Yoksa verilenler sizi huzursuz mu ediyor.
Hem düşünce fikir ve yazılarınızı paylaşabileceğiniz hem de zaman içerisinde kazanç sağlayabileceğiniz bir bloğunuz olsun ister misiniz?
Kendinizi çalıştığınız yere ait hissediyor musunuz?
Belki de tek cevapla koskoca konuyu özetlemiş olacağız. Kendinizi bulunduğunuz yere ait hissediyor musunuz? Oradaki amacınız varabileceğiniz yere kadar basamakları tırmanmak mı, yoksa böyle iyi takılıyoruz mu diyorsunuz? İçinizdeki sese kulak verin o size asla yalan söylemeyecektir.
Burada verilmiş olan soru ve sorunlar aslında tam olarak doğru işi yapıp yapmadığınızla ilgili kendi ufkunuzu genişletmek adına kendinize sormanız gereken sorulardır. Soruların sonuçlarını zaten sorular üzerinde göreceksiniz. Ama cevaplarını bizim vermemiz yerine siz kendi cevabınızı kendiniz türetmelisiniz.
Şunu asla unutmayın, işinizi gerçekten seviyor ve bulunduğunuz ortamda zevkle çalışıyorsanız, kendinize, ailenize, çevrenize, iş vereninize, vatana ve millete daha hayırlı bir birey olursunuz. Hiçbir zaman için yapmış olmak için yapılan işten bir hayır kimse görmemiştir. Siz siz olun olmak istediğiniz yerde yapmak istediğiniz işi yapabilmek için çaba sarf edin.
Konfüçyüs’un dediği gibi; Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.