Elektrikli otomobiller ve elektrikli otomobil sektörü geçtiğimiz on yıl boyunca öncesindeki tüm zamanlara göre daha uzun ve sürdürülebilirlik açısından daha verimli bir yol katetti. Alışılagelmedik tasarımlarla pahalı fiyatların buluştuğu konsept tasarımlardan, seri üretime uygun ve pazarda hakimiyet kurabilecek kullanıcı odaklı üretimler petrol bağımlısı ülkeler tarafından bilhassa hayata geçirildi, kozlar elektrikli otomobil markaları üzerinden oynanmaya bile başlandı.
Günümüzde Asya kıtasında çok fazla ülke bu değişime hazırlıklı görünmüyor. Sadece proaktif hareket edebilen, geleceğe adapte olmak için teknoloji geliştiren ve küresel rekabet içerisinde doğrudan bulunan Çin, Japonya ve Hong Kong üçlüsü elektrikli araçların geleceğin ulaşım şartlarını belirleyeceğini düşünüyor. Belki de biraz Güney Kore.
Elektrikli Otomobil Sektörüne Bakış
Teknoloji geliştirirken, bir teknolojiye adapte olurken ve geleceği düşünürken, ülkelerin dışa olan bağımlılıkları, gidişatı değiştirmek istemeleri ve küresel ısınmayı azaltmak için kullandığımız teknolojilerde değişiklik yapma gerekliliği elektrikli otomobillerin çok fazla konuşulmasına sebep olan unsurlar. Asya kıtasında da Çin ve Japonya gibi ülkeler böyle düşünüyor. İklim değişikliği, kentsel hava kirliliğinin fosil yakıtlı araçlar yüzünden oluşan boyutları ve bunun küresel ısınmaya olan etkisi, ortadoğu petrolüne bağımlılığı ortadan kaldırmak için oluşan siyasi kararlılık ve önemli teknolojik gelişmeler ışığında elektrikli araçlar 20 yıllık yakın geleceğin ulaşım standartlarını belirleyecek.
İlginçtir ki dünyada atmosferi en fazla kirleten iki ülke, ABD ve Çin elektrikli otomobiller ve araçlara adapte olmaya çalışan ve sektörü domine etmeye çalışan en büyük iki üreticidir aynı zamanda. En kısa yoldan bu şekilde de elektrikli otomobillerin geleceğin kişisel ulaşım standardı olacağını da anlayabiliriz. Süpergüçler arasında rekabet elektrik üzerinden devam edecek.
ABD’de 750.000’in üzerinde trafiğe kayıtlı elektrikli otomobil (EV) bulunmaktadır, Çin’de elektrikli otomobil sayısı üreten marka ve dağınık satış yüzünden tam olarak belirlenemese de resmi olarak 600.000’in üzerindedir. En büyük üçüncü elektrikli otomobil üreticisi Japonya’da ise 250.000’in üzerinde elektrikli otomobil bulunmaktadır. Aynı zamanda Japonya’da elektrikli otomobil şarj istasyonu sayısı benzin istasyonu sayısını geçtiği resmi bilgiler arasında yer aldı. Ülkelerdeki elektrikli otomobil sayısı ise her yıl daha büyük oranla artmakta.
İlgi çekici, modern elektrikli binek otomobiller ve devlet teşvikleri pazar talebini arttırsa da elektrikli otomobillerin ana akım haline hala gelememesinin en büyük sebebi şarj etme altyapısının ve ağının kurulamamış olmasıdır. Bu konuda tüketicinin en büyük çekincesi, şarjları azaldığında yakınlarda şarj istasyonu bulamamak ve yolda kalmaktan korkmak.
Nissan CFO’su Joseph G. Peter’da “Şarj altyapısının geliştirilmesi, pazarın büyümeye devam etmesi için en önemli unsur” şeklinde bir açıklama yaparak şarj ağının önemini vurgulamış. Asya kıtasının kırsal kesimlerinde bu durumun sektör için büyük bir sorun olabileceğinden bahsetmiş.
Elektrikli araçların yükselişi
Pazarda satışı bulunan elektrikli otomobiller genel olarak 2-6 saat arasında şarj edilebilen ve ortalama 150 Km menzili bulunan kompakt modeller. Bu modeller şehir için ulaşıma uygunluklarıyla biliniyor. Asya kıtasındaki ülkelerin devam eden kentleşme süreçlerinde ve oluşan mega kentlerin sürekli büyümesi göz önüne alındığında elektrikli otomobiller bölge için mükemmel bir uyum göstermektedir.
Geçtiğimiz yakın zamanda Elon Musk’da, Hong Kong’u elektrikli araçlar ve adaptasyon konusunda işaretçi (beacon) şehir olarak niteledi. Hong Kong hükümeti de elektrikli araçların kullanımını teşvik etmek, şehirlerdeki egzoz emisyonunu büyük oranda azaltmak için vergi kesintisi yapmaya başlamıştı. Aynı zamanda Hong Kong hükümeti şehir içi elektrikli ve emisyonsuz ulaşımı gerçekleştirmek, yaygınlaştırmak ve nihai sonuç haline getirmek için elektrikli otobüs yatırımları da yapıyor.
Diğer tarafta ise Çin’i, elektrikli otomobil üretiminin ve kullanımın merkezi haline gelmek isteyen Çin hükümeti yapmış olduğu uygulamalarla bu konuda çok istekli olduklarını gösteriyor. Çin’in en çok satan elektrikli otomobilleri yine kendi markaları olan BYD, Kendi, Chery ve Zoelte’nin araçları.
Önemli bir söylenti ise, Tesla’nın Çin pazarında aktif rol oynayabilmek için Çin’de fabrika kurmak istediği yönünde. Şirket CTO’su JB Straubel, Çin’deki talep kritik seviyeye ulaştığında bir fabrika açmanın mantıklı olacağını itiraf etmiş. En yakın tarif ise 2023 diye belirtilmiş.
Japonya’da 150.000’in üzerinde elektrikli otomobil bulunduğunu söylemiştik. Diğer bir yandan Japonya, elektrikli şarj istasyonlarının Benzin istasyonlarından daha fazla olduğu ilk ülke konumunda. 35.000 adet benzin istasyonu varken 40.000+ elektirkli araç şarj istasyonu elektrikli otomobillere hizmet vermeye hazır. Japon hükümeti gelecek beş yıllık dönemde teşvik amaçlı olarak, evler için 2 Milyon adet normal ve ortak alanlar için 5 Bin adet hızlı şarj ünitesini bedelsiz dağıtacağını duyurdu.
Yakın gelecekte enerji depolama (batarya) endüstrisinde yaşanacak gelişmeler neticesinde depolamanın artarak fiyatların azalacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle dramatik şekilde, ekonomiklikleri sayesinde elektrikli otomobiller 2025 yılına kadar birçok ülkede fosil yakıtlı araçlardan oran olarak daha fazla kullanılacak.
Eko Şeritler Nedir? Almanya’da Carpool Kavramı nedir? Almanya’da ‘en temiz araba’ teknolojisini test edebilmek için yalnızca elektrikli araçlardan oluşan bir şerit oluşturuldu. Devamı için linke tıklayınız.