Fekal transplantasyon, uygulama olarak sağlıklı bireyden alınan gaitanın(dışkının) belirli aşamalardan geçirilerek bu işlemin gerçekleştirileceği bireyin sindirim sistemine aktarımı şeklinde ifade edilebilir.
Vücudumuzdaki toplam hücre sayısının yaklaşık 10 katı kadar mikroorganizma yine vücudumuzda konaklamaktadır. Sindirim sistemi, deri, genitoüriner(üreme/boşaltım sistemi) sistem ve solunum sistemi bu mikroorganizmaların vücudumuzda fazlaca bulunduğu yerlerdir. Kalın bağırsağımız bu mikroorganizmaların %70 gibi bir kısmına ev sahipliği yapmaktadır.
400 üzerinde bakteri türünün sindirim sistemimizde bulunduğu biliniyor. Dünyaya gelen bebeklerde ilk zamanlarda sindirim sistemindeki bakteri türleri farklılıklar gösterebilir. Sonraki birkaç yılda hayatı boyunca sahip olacağı genelde çeşitlilik göstermeyen bakteriler vücudunda yer edecektir. Bu bakteri türleri arasında 4 tanesi var ki diğer bakteri türlerine göre daha baskın. Bu 4 tür; Bacteroidetes, Firmicutes, Actinobacteria ve Proteobacteria.
Fekal Transplantasyon Nasıl yapılır
Evet Fekal transplantasyonda hedeflenen hastanın zarar görmüş mikrobiyotasını onarmak ve daha sağlıklı bir flora ile yaşamına devam etmesini sağlamaktır.
Fekal Transplantasyon İşleminde Kişiler Nasıl Hazırlanmalıdır?
Fekal transplantasyon çalışmaları sonrası, işlemin uygulandığı kişide yeni bir sağlık probleminin oluşmaması için gaitanın alındığı kişide detaylı bir incelemenin yapılması gerekir. Gaitanın alındığı kişiye yönelik,
- Endemik ishal bölgesine seyahat hikayesi,
- Cinsel yaşantısı,
- Daha önce geçirilmiş operasyon hikayesi,
- Kan transfüzyonu,
- Gaitanın alındığı kişinin ailesinde otoimmün ve metabolik hastalık varlığı,
- Birinci ve 2. derece akrabalarda malignite(kötü huylu tümör) varlığı olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Gaitanın Alınacağı Kişide Hastalığa Dair Öykü ve Detaylı İnceleme
Evet Gaitanın alınacağı kişi belirlendikten sonra, tarama amacı ile Amsterdam protokolü devreye girmelidir. Anamnezde(hastalığa dair alınan öykü) sorgulanması gereken başlıca konulara aşağıda yer verdik.
- Vücut kitle indeksi normal (18-25 kg/m²) değerde mi?
- Son 3 ay içerisinde antibiyotik ve düzenli olarak proton pompa inhibitörü kullanmış mı?
- Son 3 ayda dövme, piercing yaptırmış mı?
- Son 3 ayda cezaevi yaşamı olmuş mu?
- Son 3 ayda yüksek riskli kişilerle cinsel birleşme ve intravenöz ilaç kullanımı olmuş mu?
- İrritabl bağırsak sendromu, inflamatuvar barsak hastalığı (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), tip 1 Diabetes Mellitus, Hashimato hastalığı, Graves hastalığı, romatoid artrit, çölyak hastalığı var mı?
- Kronik diyare /konstipasyon, kolorektal polip ve kanser var mı?
- İmmünkompromise mi ? (İmmünsüpresif veya kemoterapi var mı?)
- Kronik yorgunluk sendromu var mı?
- Atopi, gıda alerjisi var mı?
Fekal transplantasyon işlemi öncesinde ayrıyeten gaitanın alındığı kişinin hem gaita hem de kan açısından detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Gaita incelemesinde; Clostridium difficile toksin, Parechovirüs, Cryptosporidium, Yersinia, Campylobacter, Shigella, Helicobacter pylori antijen, Salmonella, Rotavirus, Enteropatojenik Escherichia coli, Adenovirüs, Enterovirüs, Giardia, Astrovirüsler, Norovirüsler ve Sapovirüsler bakılmalıdır.
Gaitanın alındığı kişide karaciğer fonksiyon testlerine bakılmalı, Hepatit A, B ve C virüsleri, HIV-1 ve HIV-2 antikorları, Human T-Lenfositik virüs, Sitomegalovirüs, Strongyloides, Amebiasis, Syphillis, Epstein-Barr virüs açısından değerlendirilmeli ve tam kan testlerinin yapılması gerekir.
Fekal Transplantasyon İşleminde Materyalin Hazırlanma Şekli
Bu bahsedilen materyalin hazırlanması ile ilgili farklı görüşler olsa da genel olarak Amsterdam protokolü esas alınmaktadır. Bu protokole göre, serum fizyolojik(tıpta kullanılan bir serum türü) ile birlikte hazırlanan karışım, el ve/veya mikser yardımı ile karıştırılır. Sonrasında bu karışım içerisindeki büyük partiküllerin uzaklaştırılması amacı ile süzgeç kullanılır ve bu büyük katı partiküllerden arınmış bir süspansiyon yani tedavide kullanılacak olan mikrobiyota kısmı elde edilmiş olur.
Hazırlanan mikrobiyata yuvası bu süspansiyon 50 mL’lik enjektörlere çekilir ve vücudun farklı yerlerinden verilebilir. Fekal transplantasyonda sıkça kullanılan yol kolonoskopi aracılıklı olsa da üst GÄ°S(sindirim sistemi) endoskopisi, nazogastrik tüp, nazoduodenal yol ve retansiyon enema bu iÅŸlem için tercih edilebilen diÄŸer yöntemlerdir. Ayrıca bu yöntemler tercih edilirken fekal mikrobiyal transplantasyon iÅŸlemine en çok ihtiyaç hissedilen bölgenin neresi olduÄŸu da göz önünde bulundurulur. Bu yazının ardından, isterseniz “Prebiyotik ve Probiyotik” ile ilgili içeriÄŸimize de göz atabilirsiniz.
Fekal transplantasyon neden yapılır?
Şuan için pek çok nedene bağlı olarak tercih edilebilen bir yöntem. Crohn/Ülseratif kolit gibi inflamatuvar bağırsak hastalıkları, kronik diyare(ishal)/konstipasyon(kabızlık), irritabl bağırsak sendromu, C. difficile’ye bağlı psödomembranöz enterokoliti ve kronik yorgunluk sendromuna yönelik olarak kullanılabilmekte.
Nadiren de olsa, diyabet, obezite, insülin direnci, Hashimato tiroiditi, idiyopatik trombositopenik purpura, miyoklonik distoni, multipl skleroz, ateroskleroz, hepatik ensefalopati, kolelitiyazis, ailesel akdeniz ateşi, otizm, parkinson hastalığı ve çölyak hastalığı için tercih edilebilmektedir.
Fekal transplantasyonun etkinlik ve güvenlik açısından değerlendirmesi
Fekal transplantasyonun etkili olup olmadığına ve güvenirlilik seviyesine yönelik pek çok çalışma yapılmıştır. Clostridium difficile’ye bağlı psödomembranöz enterokolit hastalığı için fekal transplantasyonun, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından uygulanabilir olduğu kabul edilmiş. Fekal transplantasyon sonrası 77 hastada, 3 aylık bir takip sonucunda primer kür(iyileşme) oranının %91 seviyelerinde olduğu görülmüş. Fekal transplantasyondaki bu başarının ikinci ve üçüncü denemelerinde elde edilemediği tespit edilmiş.
Antibiyotik tedavisinin dahil edildiği süreçlerde kür oranının %98 seviyelerinde olduğu görülmüş. Fekal transplantasyonun uzun zaman zarfındaki etkileri adına şuan yeterli veriye sahip olunmadığı bilinmekte, plasebo(temelinde etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarması) kontrollü çalışmaya ihtiyaç hissedilmektedir.