Arı Davranışı normalde nasıldır? Manganez elementinin arıya zararları var mıdır? İnsanoğlunun doğal çevreye verdiği zararların başında belki de en önemlisi atmosfere bırakılan sera gazları ve onun sonucu olan iklim değişikliği gelir. Fakat insanoğlu doğaya sera gazları dışında daha çok miktarda atık bırakmaktadır.
Bunların arasında çeşitli plastikler ve metaller de var. Yer altında milyonlarca yıldır zararsızca yatmakta olan metaller yukarı çıkarılıp üretimde kullanılmakta ve yararlı olmaktadır. Ancak bunun yanında metallerin bilebildiğimiz veya henüz bilemediğimiz zararları da vardır.
Manganez ve Arı Davranışları
Kurşun veya kadmiyum gibi ağır metallerin toksik etkileri bilinmektedir. Ancak manganez gibi bir hafif metalin arılara zarar verdiğini 25 Mart’ta Biology Letters dergisinde çıkan bir makaleye kadar çoğumuz bilmiyorduk.
ABD’deki Washington Üniversitesi ve Avustralya’daki Macquarie Üniversitesi’nden biyologların yaptığı bir araştırma arıların manganez bulaşması karşısında davranışlarını incelediler.
Araştırmada insanlar için zararsız denen miktarlardaki yoğunlukta çalışan arılarla manganezsiz ortamlarda çalışan arıların davranışları gözlemlendi ve karşılaştırıldı. Manganez, birçok endüstriyel üretimde ortaya çıkan bir kirleticidir.
Hemen her yerde sağlık kuruluşlarının zararlı dedikleri yoğunluk düzeyinin altında kaldığı için havadaki manganez bir sorun olarak görülmemiştir. Manganez iz miktarlarda yaşam için gerekli bir elementtir.
Ancak yüksek dozlarda insan beyninde dopamin üreten nöron ölümlerine ve dolayısıyla Parkinson benzeri hastalıklara neden olduğu bilinmektedir. İnsanlar için zararlı denen düzeyin çok altındaki miktarlar, arılarda dopamin düzeyini azaltma değil çoğaltma yönünde etki gösterdiler.
Sonuç
İnsanlara göre düşük düzeylerde de olsa manganeze bulaşmış bal arılarının beyinlerinde dopamin ve oktopamin düzeylerinin arttığı bunun da arıların normal dışı davranmalarına yol açtığı gözlemlenmektedir.
Bizim için zararlı olmayan belirli bir düzeyin üstünde arılar daha genç yaşta kovandan dışarı çıkıp çiçek tozu toplamaya, buna karşılık daha az dolaşıp daha erken geri dönmeye başladılar.
Belki de yoruldukları veya yol bulmakta zorluk çektikleri için çiçekler arasında besin toplam süreleri azalıyordu. Ancak sonuç, bal üretiminde düşüklükten öte, arıların önemli bir görevi olan çiçek polinasyonundaki azalma olmaktadır.
Bilindiği gibi birçok bitkilerde polen yayılması ve büyüme arılara bağlıdır. Arı kolonilerinde yaşa göre bir görev bölümü olur. Erişkin arılar ilk 2-3 haftalarını kovan içinde yeni doğanlarla ilgilenirler. Daha sonra dışarı çıkıp yaşamlarının geri kalan 5-7 haftasında polen toplamak için dışarda dolaşırlar.
Normal arı davranışının manganez tarafından nasıl değiştirildiğini araştıran biyologlar Malvio denen bir genin burada rol oynadığını buldular.
Daha önceki araştırmalarda Malvio geninin sineklerin ve arıların şekere olan yönelmelerini etkilediği görülmüştür. Beyindeki dopaminerjetik yolu ve dolayısıyla motor kontrol merkezini etkileyerek sinekler veya arılar şekere veya şeker içeren maddelere daha az veya daha çok yöneliyorlardı. Şimdi manganezin Malvio geni ile etkileşerek değişik bir davranışa yol açtığı görüldü.
Kırılabilir eşyalar nasıl kargolanır? okumak için linke tıklayınız.