Palm yağı, bitkisel bir yağdır. Elaeis guineensis olarak da bilinen palm ağacının(palmiye ağacı) meyvesinden yararlanılarak üretilmektedir.
Maliyeti düşük bir yağ olması sebebi ile besin endüstrisinde tercih edilmekte. Malezya ve Endonezya ilk sıralarda gelen üretim yerleriyken Papua Yeni Gine, Nijerya, Fildişi Sahilleri, Hindistan ve Kolombiya’da da palm yağının üretimi yapılıyor.
Palm Yağı Nedir?
Vücut sağlığı üzerine birtakım etkilere sahip olduğu bilinen palm yağının E vitamini ve karotenoid gibi antioksidanlardan zengin olması dikkat çekici. Kanser, kalp-damar sistemi hastalıkları ve diyabet üzerine yüz güldüren etkileri olabiliyor. Doymuş yağ içermesi ve yüksek derecede sıcaklığa maruz kalması sonucu kloropropanol açığa çıkması nedeni ile istenmeyen etkilere de sebebiyet verebilmekte. Yüksek sıcaklığa maruziyet sonucu görülebilen bu istenmeyen etkiler palm yağında olduğu gibi diğer bitkisel yağlarda da gözlenebilmektedir.
Besin Endüstrisinde Tercih Edilen Bir Yağ
Besin endüstrisinin bir parçası olan palm yağının düşük maliyete sahip olması diğer bitkisel yağlara oranla tercih edilebilirliğinin daha fazla olmasına neden oluyor.
Çikolatalar, şekerlemeler, kurabiyeler, kekler, krakerler, bebek mamaları, dondurulmuş gıdalar, dondurma, yulaf ezmesi, peynirler, margarin, kaymak, cipsler, fıstık ezmesi, salata sosları, çerezler ve hazır çorbalar palm yağının besin endüstrisindeki kullanım alanlarına örnek olarak gösterilebilir.
Palm yağının düşük maliyete temin edilebiliyor olması besin endüstrisindeki artan yağ ihtiyacının giderilmesi için başvurulan başlıca seçeneklerden biri halini almasına neden olmuş. Boyut olarak eş değer tarım alanlarında üretim yapıldığında palm yağı üretimi diğer bitkisel yağlara oranla 10 kat daha fazla olabiliyor.
Palm Yağının Kalp-Damar Sistemi Sağlığı Üzerine Etkileri
Doymuş yağ asidi bakımından zengin bir bitkisel yağ. Bu durumun palm yağının tüketimiyle birlikte bireylerde dislipidemi ve birtakım kalp-damar sistemi hastalıklarına yol açabileceği söyleniyor. Lakin antioksidan bakımından zengin bir yapıya sahip palm yağının, olumlu yönde etkilerinin de görülebildiği ifade edilmekte.
Pankreatik lipaz enziminin de etkisi ile palm yağının yapısında bulunan trigliseridler vücuttan uzaklaştırılmaya meğillidir. Buna istinaden “dengeli beslenme koşulu ile palm yağı tüketiminin kalp-damar sistemi hastalıklarına yol açma ihtimalinin düşük olabileceği” ifadesi desteklenmiş oluyor.
Şuanki çalışmalar ile palm yağının kalp-damar sistemi üzerine hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilerinin olabileceği gösteriliyor. Net bir analiz yapılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmakta. Kalp ve damar sistemi üzerine etkileri ile ilgili yapılan bazı bilimsel çalışmalara kaynakça bölümünden adresi belirtilen makaleye tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Palm yağı ve Tip-2 Diyabet Hastalığı Arasındaki İlişki Nasıl?
Yapılan birtakım çalışmalar göstermiş ki palm yağı ile beslenen ratlarda(sıçan) insüline direnç gelişebilmekte. Ayçiçek yağıyla karşılaştırıldığında palm yağıyla beslenen ratlarda glukozun hücreye giriş düzeyinin daha düşük olduğu görülmüş.
Gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise 3 hafta süresince palm ve yerfıstığı yağları ile diyabetik ratlar beslenmiş. Daha sonra bu ratlar ile normal beslenen diyabetik ratların kan şekeri seviyeleri karşılaştırılmış. Sonuç olarak, palm ve yerfıstığı yağıyla beslenen diyabetik ratların kan şekeri seviyeleri daha düşük bulunmuş. Bu duruma da yol açan etkinin palm yağının antioksidan özelliği olduğu söylenmiştir.
Direkt olarak insanı baz alan çalışmalarda çelişkili sonuçlar elde edilmektedir. Bir çalışmada 30 kişiye 4 hafta süresince palm yağının da yer aldığı bir beslenme sağlanmış. Sonrasında ölçülen kan şekeri değerlerinde kayda değer bir değişikliğin olmadığı görülmüş.
Yapılan farklı bir çalışmada ise Tip-2 diyabet hastalığı bulunan 39 kişi incelenmiştir. Yüksek doymuş yağ oranına sahip diyetlerle ki bu beslenme şekli palm yağını da kapsadığında karaciğer ve visseral yağlanmanın olduğu gözlenmiştir.
Kalp-damar sistemi üzerine etkilerinde olduğu gibi palm yağının Tip-2 diyabet için de etkilerinin net olarak belirlenmesi adına daha fazla çalışmaya ihtiyaç hissedilmekte.
Palm Yağının Kanser İle İlişkisi
Tokotrienol denilen göğüs, kolon, akciğer, melanoma ve prostat gibi kanser türleri üzerinde tümör oluşumuna karşı etkinliği olan bu madde palm yağı bünyesinde ki bir bileşendir.
PYF denilen palm yağının fenolik bileşiklerden oluşan halinin, diğer bir adıyla palm meyvesi suyunun yapılan deneysel çalışmalarla tümör hücrelerindeki gelişimi engelleyebildiği görülmüş. Aynı zamanda akciğer, deri ve meme kanseri hücreleri için programlanmış hücre ölümü mekanizmasının aktif rol almasını desteklediği gösterilmiştir.
Fakat, menapoz sonrası bayanları ilgilendiren bir çalışmada, meme kanseri açısından palm yağının istenmeyen etkilere neden olabileceği gözlenmiştir. Kanser üzerindeki etkileri için de palm yağının farklı sonuçlara işaret edebileceği bahsettiğimiz çalışmalar ve daha fazlası ile ortaya konmuştur. Kanserden söz etmişken, isterseniz “Kanser Taraması İle Erken Farkındalık” başlıklı içeriğimizi de incelebilirsiniz.
Sonuca Gelecek Olursak,
Günümüzde palm yağının insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç hissedilmekte. Yapılan çalışmalardan da elde edilen sonuçlar net bir etkiden bahsetme konusunda yetersiz kalmaktadır.
Palm yağının besin endüstrisinde kullanımına dikkat edilmelidir. İşlenme ve depolanma esnasında meydana gelebilecek sağlığa zararlı her türlü etki en aşağı seviyelere çekilmelidir.